• Şiir Nedir?

    Şiir, dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak; bir olayı, ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatı olarak tanımlanabilir.
  • Şair Kimdir?

    Şair, devamlı bir araştırma ve deneme içersinde olan,mısralarındaki duygu, düşünce ve hayallerin nasıl daha etkileyici anlatılabileceği endişesi içinde hareket eden adamdır.
  • Şiir Çeşitleri

    1. Lirik Şiir
    2. Pastoral Şiir
    3. Epik Şiir
    4. Didaktik Şiir
    5. Satirik Şiir
    6. Dramatik Şiir

Ask Siirleri

Son bir vurgun yedi yüreğim
Hiç bitmez mi benim hüznüm,kederim
Ağlamaklı geçen sensiz günlerim
İzin ver Seni Son Bir Kez Seveyim

Mecnun oldum nasıl senden vazgeçeyim
Sen yoksan neden yaşamak isteyeyim
Neredeysen söyle seni bir kez daha göreyim
İzin ver Seni Son Bir Kez Seveyim




Bir gece ansızın uyandım
Seni görmüştüm rüyamda
Birkez daha seni nekadar çok özledigimi anladım
Biran içimden birşeyler süzüldügünü farkettim
Gözlerimden akan yaşlarım kalbime kan gibi damlıyordu
O an cığlık atasım geldi
Ne yazıkki korktum bagıramadım
Yastıgıma sarıldım
O an öyle çok istedimki yanımda olmanı
Yanımda olup bana sarılmanı
Gözüm hep karşımda duran resmindeydi
Ne güzel bakıyordun
Hep dedim kendime sabret sabret
Artık olmuyor bitanem yapamıyorum
Sensizliğe dayanamıyorum
Dışarda yagmur
Gözümde yaş
Yüregimde yanan ateş
Bana acı veriyorr
Bilmiyorum bilemiyorum sensizliğe dayanırmı bu yürek
Seni sevdim seni çok sevdim
Ama kahretsin hala seviyorum…



Uzun zamandır ugramıyorum o gittigimiz yere,
Her gittiğimde içimi acıtıyor.
Sahteliklerle dolu yaşadıklarımızı anlatıyor bana.
Sonsuzlukla karşılaşıyorum her gittiğimde
Ve her gittiğimde mağlup oluyorum o sonsuzluğa!
Ya ben birşeyleri yanlış yaşadım.
Yada sen birşeyleri yanlış yaşatttın bana.
Kim haklı kim haksız bulamıyorum?
Utanıyorum aslında yaşadıklarımızı hatırladıkça.
Bazende hafif bir gülümseme geliyor içimden,
Sanki hayatımızın son demlerini yaşarmış gibi yaşadık herşeyi seninle.
Tutamadık verdiğimiz o sözleri ve hakkettiğimiz gibi ayrıldık sonunda…
Sen yoluna ben ise sensizlikle ölüme!..
Hoşçakal sevdiğim Hoşçakal…



Son gece bu aynı şehri paylaştığımız… gideceksin… demiştim ya aynı günü bile yakalayamadığımız bir uzaklık girecek aramıza… öyle zorlanıyorum ki seni aramamak için… telefonla verdiğim savası görmen gerek… en gereksiz kişileri aradım… yapılabilecek en alakasız isleri yaptım bütün gün… yine de sesini duyma isteğimi yok edemedim… hatta ara sıra gözlerim doldu da toz kaçtı yalanını söyledim yakınımdaki insanlara…
aksam üstü dolmabahçeden oturdum İstanbul’a karsı, seni ve son üç haftada yaşananları düşündüm… İstanbulla paylaştım iç çatışmalarımı göz yaşlarımla karışık… neydi canımı bu kadar yakan… neydi hayatıma giren ve paylaşımımızın azlığına rağmen ikimizi de bu hale getiren.. aşk mı bu ya da aşk gibi bir şey mi… bilmiyorum… ama bildiğim başta heyecanla başlayıp; kontrole almak ve korkular girince bu heyecanın yok olması gerektiği… çünkü ikimizde geleceğimizden vazgeçecek ya da değiştirecek durumda değildik .. bunu ikimizde farklı zamanlarda fark ettik, bu nedenle de kırdığımızı düşündük birbirimizi.. oysa ikimizde kırmak niyetiyle başlamadık… sadece savunmalardı bizi uzaklaştıran, iç bütünlüğümüzü ve duygusal dengemizi korumak adına ortaya çıkan…
aşk için ölmemiz gerekmiyor ama yarını öldürmemiz gerekiyor diyor bir yazar.. doğru… yanlış olan bizim için zamanlama… dar vakitlerde duyguları yasamak zordur.. korkutur… ne kadar da anını yasamaya çalışsan aklının bir kösesinde gerçekler vardır ve sevgilinin gideceği gün yakındır.. geçmişteki acı yaşantılar nedeniyle de kendini korumak durumda kalırsın… çünkü öyle acımıştır ki canın bir daha acımasın istersin.. öyle saklamışsındır ki duyguları; yerlerinden çıkarana kadar canını acıtırsın sende sana duygularını ifade etmeye çalışan ve heyecanla bakan gözlerin sahibinin.. sonra dersin ki tüm soğukkanlılığınla; aşkta yarın yoktur sevgili… oysa yüreğinin sesi değildir bu… sadece korkulardır dile gelen… fark ettiğinde içindeki duyguyu ve denemeye karar verdiğinde karşılıksız kalmıştır her kelime… çünkü korumaya geçmiştir karsı yürek de kendini… hep oynanan aşk oyunu gibi kaçmak zamanıdır simdi… yüzleşmek zordur çünkü bilirsin yüzleşince kalp çarpıntının artacağını… çünkü zordur bırakıp giden olmak… çünkü aslında gidendir terk edilen…. kalansa bunu bildiğinden kalır…
Son gece bu aynı şehri paylaştığımız… bu son gece de, evimin balkonunda İstanbul’a karsı oturup, elimde bir kadeh yakut, sezenin karanlıkta yükselen sesiyle gözlerim dolu dolu, sana ifade edemediğim şeyleri içimde tutamayıp, telefonla mücadeleyi kaybetmemek adına sesini duymaya cesaret edemiyor ve yazıyorsam.. yüreğimde yerin var demektir…
Kim bilir kaç zaman gececik sesini duyana kadar bilmiyorum… ya sen bıraktığım yerde mi olacaksın.. ya da ben bıraktığın yerde mi olacağım bilmiyorum… bildiğim tek şey aşk uğruna deyecek her şey…kadere ve zamana bırakarak bundan sonrasını yeni güne başlayacağım birkaç saat sonra… yarın fark ne biliyor musun… sen olmayacaksın aynı şehri paylaştığım… ama yarında yüreğime iyi gelecek bir şey olacak.. bu; aynı gökyüzünü paylaşıyor olmak…
Bu cümlelerin sonuna geldiğinde ne ben niye yazdığımı biliyor olacağım bunları ..ne sen niye yazıldığını biliyor olacaksın okuduklarını… farklı bir ben tanıyacaksın yeterince tanıyamadığın benim içinden…
Ve son sözleri nasıl söyleyeceğimi bilemeyerek… su an içimde kalanları yazıya dokuyor olmanın ve okuduğunu biliyor olmanın verdiği huzurla paylaştığımız son geceye gülümsüyorum… ve her şeye rağmen tanrıya teşekkürüm var… kaderse bu yaşananlar, bizi biraya getiren insanlara ve mekanlara da… iyi ki bu kadar güzel yaşanmışlıklar bıraktın yüreğime… ve son kez iyi bak o çok sevdiğim gülümsemene….


Akşam oldum mu..
Deniz renkli gözlerinden
Hüzün yüklü dalgalar vurur kıyılarıma…
Göğsümde tarifsiz bir acı başlar.
Sen gelirsin aklıma…
İçim sızlar, ciğerim yanar,
Ağlamak isterim ağlayamam.
İç çekişlerim duyulmaz
Dalgaların sesinden.
Gülüşlerim
Martıların kanatlarında
Yakamozların üzerinde uçuşur.
Bu kaçıncı gündür seni bekleyişim?
Bu kaçıncı saattir uzaklara böyle umutla bakışım?
Limana yaklaşan her gemiye gözlerim yapışır…
Ne zaman adını duysam..
Ne zaman bir kitaptan,
Günlük bir gazeteden ismini okusam..
Hatıralarla dolu yüreğimden
Özlem fırtınaları kopar.
İki elim yanımda denizlere düşerim.
Bilirim boşunadır yüreğimin çağrısı.
Oysa halimi bir görsen
Bir görebilsen..
Can dayanmaz
İçler acısı…
Ne zaman
Ama ne zaman adını duysam
Bir yerlerden gözlerin bana bakar
Kokunu getirir rüzgarlar.
Ve ağır ağır
Sevda yüklü gemilerim batar…

Sayfalar

Size Özel

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol